Çocuklarda ve Ergenlerde Göğüs Ağrısı Önemli Bir Bulgu mudur?
03.09.2018
Erişkinlerde göğüs ağrısı çoğu zaman kalbe ait nedenlerle ortaya çıkarken, çocuklarda ve ergenlerde görülen göğüs ağrılarının nedeni çoğu zaman kalp dışıdır. İster çocuk, ister erişkin olsun göğüs ağrısı bireyleri ve ebeveynleri her zaman korkutur. Bu durumda hemen ani ölüm olasılığı düşünülür. Bu nedenle de ciddi bir semptomdur ve hemen doktora başvurmayı gerektirir.
Çocukluk yaş grubunda göğüs ağrısı en sık 11-13 yaşlarda görülür. Daha erken yaşlarda görülen göğüs ağrıları genellikle organik nedenlere bağlıdır. Çocuklarda göğüs ağrılarının nedenleri kalbe bağlı ve kalp dışı olmak üzere iki grupta incelenir.
Kalp dışı nedenlerle gelişen göğüs ağrılarında kardiyak bulgu olmaksızın ağrının yanı sıra neden olan sisteme ilişkin bulgular saptanır.
Kalp dışı nedenler arasında ilk sırada idiyopatik göğüs ağrıları yer alır. Fizik muayenede hiçbir patoloji yoktur. Ağrı birkaç haftadan birkaç aya kadar sürebilir. Ağrı keskin karakterde olup bıçak saplar gibidir. Kısa süre devam eder, egzersizle ilişkisi yoktur. Ataklar şeklinde görülür. Basit ağrı kesiciler kullanılır.
Kas ve iskelet sistemine ilişkin nedenlerle de çocuklarda sıklıkla göğüs ağrısı ortaya çıkar. Bu ağrılar egzersiz sonrası ya da yük kaldırma sonrası gelişir. Bazı pozisyonlarla, aktivite ve derin nefes alma ile artar. Ağrı göğsün tek tarafında ve bastırmakla artıyor ve nefes almakta güçlük oluyorsa kaburga iltihabı düşünülmelidir. “Kayan Kaburga Sendromu” olarak bilinen kaburga anomalileri de çocuklarda göğüs ağrısı nedenidir. “Göğüste yalancı ağrı sendromu” olarak bilinen klnik tabloda da kalp üzerinde şiddetli ağrı hissedilir. Genellikle ağrı istirahat sırasında hissedilir. Birkaç dakika sürer ve derin solunumla artar. Hasta ağrıyı azaltmak için dik pozisyonda oturmayı yeğler.
Reflü, gastrit, beslenme sorunları gibi Gastrointestinal sisteme ilişkin sorunlar göğüs ağrılarına yol açar. Zatürre, plörezi, astım atakları gibi solunum sistemine ait hastalıklar nedeniyle de göğüs ağrıları oluşabilir.
Adolesanlarda yaklaşık % 10-20 civarında görülen göğüs ağrıları ise psikojeniktir. Kızlarda daha sık görülür. Göğüs ağrısına baş ağrısı ve karın ağrısı eşlik edebilir. Hiperventilasyon sendromu, panik atak ve depresyon da psikojenik göğüs ağrılarına neden olabilir. Bu hastalarda fizik muayene tamamen normaldir.
Kalbe ait nedenler çocuklarda göğüs ağrısının en korkutucu nedeni olmakla birlikte ancak %5 oranında görülür. Kalbe ait nedenler arasında perikardit, miyokardit, koroner arter spazmı, koroner arter anomalileri, hipertrofik kardiyomiyopati, aort darlığı, mitral kapak çökmesi, ritim sorunları, vaskülit, Marfan sendromu gibi bazı kollagen doku hastalıkları, vb sayılabilir. Bu çocuklarda göğüs ağrısının yeri tam tarif edilemiyorsa, ezici tarzda olduğu bildiriliyorsa, özellikle egzersizle ortaya çıkıyorsa, ağrı göğsün sol tarafına ve kola doğru yayılıyorsa, hastada fenalık ve bayılma hissi, çarpıntı ve solunum sıkıntısı, terleme, solukluk gibi şikayetler de varsa kalbe ait nedenler düşünülmelidir. Özellikle çocukta bilinen bir kalp hastalığı veya kalp ameliyatı öyküsü ve/veya ailede koroner kalp hastalığı ve buna bağlı 40 yaştan önce ölüm öyküsü varlığı araştırılmalıdır.
Göğüs ağrısı yakınması olan çocuk mutlaka doktora götürülüp fizik muayenesi yaptırılmalıdır. Organik bir hastalığı düşündürmeyen hastalarda ayrıntılı tetkik yapılmasına gerek yoktur. Hastanın ve ailesinin kuşkularının giderilmesi tedavinin esasını oluşturur. Ağrının tekrarlayabileceği konusunda aileye bilgi verilmeli, bu nedenle hasta izlenmelidir.
Çocuk doktoru gerekli görürse hastayı çocuk kardiyoloğuna gönderir. Çocuk kardiyoloğu tarafından ayrıntılı bir kardiyolojik muayene yapıldıktan sonra öncelikle elektrokardiyografisi çekilir. Lüzum görülürse ekokardiyografi yapılır. Duruma göre efor testi, ritim holter ve bazı kan testleri yapılarak göğüs ağrısına yol açan gerçek kardiyak neden saptanmaya çalışılır. Neden saptandıktan sonra da acilen nedene yönelik tedavi uygulanır.
Çocuklarda göğüs ağrısı nadiren kardiyak nedene bağlı olarak ortaya çıksa da her vaka mutlaka ciddiye alınmalı ve gerçek tanı için hemen doktora götürülmelidir.