Covid-19 aşıları; aklınızda soru kalmasın!

Covid-19 pandemisi birinci yılını tamamladı. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya genelinde, 102.083.344 kişi Covid-19 hastalığına yakalandı, ne yazık ki 2.209.195 kişi de yaşamını yitirdi (1). Çok daha fazla kişi hastanelerde, yoğun bakımlarda haftalarca yattı. Hastalığı atlatan kişilerin bir kısmının önümüzdeki aylarda veya yıllarda kalp damar hastalıkları veya akciğer hastalıkları açısından ne gibi risklerle karşılaşacaklarını henüz bilmiyoruz.  Daha önemlisi alınabilen önlemlere karşın salgının ne zaman biteceği de belirsiz.

İyi haberler de var. Birkaç ay öncesine göre salgından korunmak için, maske – mesafe ve temizlik önlemlerine ilave olarak artık aşılanma olanağımız var.

Aşılanmanın iki yararı var;
1. Bireysel olarak bizi hastalıktan koruyabilir.
2. Toplumda yeterli sayıda kişi etkin bir şekilde aşılanabilirse salgının sınırlanabilir hatta sonlanabilir.

Ancak aşılar hakkında hemen tüm toplumlarda soru işaretleri ve kaygılar da bulunmakta. İnternet ve sosyal medya sayesinde bu kaygılar hızla paylaşılmakta, çoğaltılmakta ve bir yandan ciddi bir bilgi kirliliğine dönüşmekte. Şeffaflığın az olduğu ve / veya sağlık okuryazarlığının düşük olduğu toplumlarda bilgi kirliliğinin etkisi daha fazla olmakta.

Oysa milyonlarca can kaybına sebep olan ve ne zaman biteceğini bilmediğimiz bu pandemi döneminde bilgi kirliliğine ve aşı konusunda kafa karışıklığı lüksüne hiç ihtiyacımız yok.

Bu nedenle aşı konusunda hepimizin zihnini meşgul edebilecek sorulara bugünkü bilimsel veriler ışığında kısaca yanıt vermeye çalışalım.

Aşı olmalı mıyız?
Evet, olmamızda yarar var. Kızamık, kabakulak, çocuk felci gibi hastalıklar aşılar sayesinde kontrol altına alınmıştır.  Tarihte toplu ölümlere sebep olan, bazı uygarlıkların yeryüzünden silinmesinde rol oynayan çiçek hastalığı yaygın ve etkin aşılama sayesinde yok edilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü, tarih boyunca insan sağlığına en önemli katkı sağlayan faktörler arasında “temiz su” ve “aşıları” ilk iki sırada kabul etmektedir (2). Aşılara karşı olumsuz önyargının temeli yoktur.

Aşılar, bağışıklık sağladığı hastalık riskine oranla çok daha düşük yan etki riskine sahiptirler. Bugün Covid-19 hastalığına yakalandığımızda (farklı yaş gruplarına ve eşlik eden hastalık varlığına göre artıp azalmakla birlikte) ağır hastalık ve ölüm riski ne yazık ki yüksektir. Şimdiye dek geliştirilmiş olan tüm Covid-19 aşılarının güvenliliğinin çok yüksek (yan etki risklerinin çok az) olduğu klinik çalışmalarla yeterince kanıtlanmış durumdadır. Bu nedenle Covid-19 hastalığına karşı bireysel ve toplumsal önlem olarak aşı olmalıyız.

Aşıların yan etkileri var mı?
Aşıların da ilaçların da yan etkisi olabilir. Ancak tüm ilaç ve aşı araştırmalarında en hafif yan etki bile titizlikle incelenir ve kayda geçer. Yaşamsal risk oluşturabilecek moleküller zaten klinik öncesi laboratuvar ve hayvan araştırmaları aşamasında elenir. Faz I-II ve III aşamalarındaki aşıların (ve tüm ilaçların) güvenliliği ve etkinliği çeşitli büyüklükte klinik çalışmalarda bilimsel olarak test edilir. İnsan sağlığını tehdit edecek belirgin yan etki riski saptanan aşı veya ilaç olsun herhangi bir madde ruhsat alamaz. Aşılar hakkında birçok yanlış haber zihinleri meşgul etmektedir. Örneğin yıllar önce kızamık aşısının otizme sebep olduğu iddia edilmiştir, oysa bu iddiayı dile getiren kişinin sahte belgelere kullandığı kanıtlanmış, “doktor” sıfatı geri alınmıştır (3). Söz konusu sahtekârlık yıllar önce saptanmış olmasına karşın bu yalan bilgiler yakın zamanda ülkemizde çok satan bir kitaba konu edilmiş yeniden aşı karşıtı bilgi kirliliğine sebep olunmuştur.

Neden hep yan etki haberleri duyduk?
Pandemi tehdidi nedeniyle Covid-19 aşıları geçmiş dönem aşılarına göre çok kısa bir zaman içinde hızlıca geliştirildi. Genetik biliminin ve ilgili tüm teknolojilerin günümüzde gelişmiş olması elbette bunu olanaklı kıldı. Aşıların ne zaman hazır olacağı, etkinliği, güvenliliği herkesin gündemindeydi. İnternet ve sosyal medya sayesinde tüm araştırmaların bilimsel sonuçları da yan etki riskleri de neredeyse günü gününe araştırmacılar ve takipçileri tarafından paylaşıldı. Tüm bu araştırmalarda örneğin ilkokul yıllarında aşı olduğumuzda kolumuzda olan kızarıklık, şişlik ağrı gibi olaylar bile “yan etki” olarak kayıtlara geçtiğinden tüm bunlar sosyal medyada elbette “yan etki” olarak haber oldu. Birçok “yan etki” haberinin de doğru olmadığı mizahi sebeplerle ortada dolaştığını belirtmek gerek.

Hangi aşıyı olalım?
Bugün dünyada Pfizer/Biontech, Astra Zeneca / Oxford, Çin; Sinovac firmasının aşısı CoronaVac ve Moderna aşısı olmak üzere 4 aşı uygulama için mevcut. Ülkemiz Çin Sinovac firmasının aşısını (CoronaVac)temin etti ve sağlık çalışanlarının aşılanmasına başlandı. Sırayla diğer risk gruplarının aşılanmasına devam edilecek. Pfizer/Biontech aşısından temin edileceği belirtilmekte ancak zaman ve ayrıntı belli değil. Astra Zeneca / Oxford ve Moderna için bir plan olup olmadığını bilmiyoruz.

Sinovac firmasının aşısı CoronaVac dahil tüm aşıların Faz I ve II sonuçları güvenli. Yani yan etki açısından hiçbir aşıda önemli bir risk söz konusu değil.

Pfizer/Biontech, Astra Zeneca / Oxford ve Moderna aşıları faz III çalışmalarını da bilimsel dergilerde yayınladılar. 65 yaş üzeri kişileri de kapsayan klinik çalışmalarda bu üç aşı hastalık riskini azalttığını kanıtlamış durumda.

Sinovac firmasına ait CoronaVac aşısının faz II sonuçları gayet prestijli bir dergide yayınlandı. Bu araştırmaya göre antikor yanıtı çok iyi ve güvenliliği gayet iyi. Faz III sonuçları bilimsel bir dergide henüz yayınlanmadı; ancak paylaşılan ilk sonuçlara göre (4) ağır hastalık ve ölüm riskini azaltmak konusunda çok başarılı. Üstelik Brezilya serisine göre 60 yaş üzerindeki kişilerde koruyuculuğu da çok iyi.

65 yaş üzerindekiler?
Yukarıda yazıldığı gibi Pfizer/Biontech, Astra Zeneca / Oxford ve Moderna aşıları faz III çalışmalarında 65 yaş üzeri verilerini yayınladılar ve etkinlikleri iyi. CoronaVac ise, faz III araştırmasında bu yaş verilerini henüz yayınlamadı. Ancak gerek Brezilya’da yürütülen faz III çalışmasının açıklanan “iyi” sonuçları gerekse faz II deki yüksek antikor oluşturma başarısı bu konuda güven veriyor.

Aşıdan sonra bağışıklık ne zaman başlar?
CoronaVac aşısı bilindiği üzere iki doz yapılacak. İlk dozdan 28 gün sonra ikinci doz yapılması gerekiyor. Bağışıklığın 3-4 hafta sonra geliştiği biliniyor.

Aşıdan sonra koruyucu önlemlere devam etmek gerekir mi?
Evet. Aşı olmak hastalanmayı, ağır hastalık geçirmeyi ve ölüm riskini azaltıyor. Ancak aşı olan kişinin hastalığı hafif veya semptomsuz geçirmesi ve bu sırada hastalığı etrafına bulaştırması mümkündür. Bu nedenle aşı olsak da salgın kontrol altına alınana dek maske, mesafe ve temizlik kurallarına dikkat etmemiz gerekmektedir.

Sonuç ve Özet:
• Pandemi zamanında aşı hem bireysel hem de toplumsal korunma aracıdır.
• Bugün kinik uygulamaya girmiş tüm Covid-19 aşıları yüksek güvenliliğe sahiptir, yan etki riskleri çok düşüktür.
• Covid-19 hastalığının getirdiği risk çok yüksektir. Bu nedenle üretimdeki aşılardan ülke olarak en kısa sürede ulaşabileceğimiz hangi aşı mevcutsa bu aşıyı olmak sağlığımızı bir an önce korumak için doğru yaklaşımdır.
• Aşıyı olabildiğince çok kişinin olması salgının kontrol altına alınması ve hatta sonlanması için çok önemli bir gerekliliktir.
• Aşı olduktan sonra bağışıklı hale gelsek de bugünkü bilgilerimize göre maske, mesafe ve hijyen önlemlerine eksiksiz uygulamaya devam etmeliyiz.

Kaynaklar:
1. https://www.who.int/emergencies/diseases/novel-coronavirus-2019
2. https://www.who.int/bulletin/volumes/86/2/07-040089/en/
3. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/20142376/
4. https://www.reuters.com/article/us-health-coronavirus-brazil-sinovac-idUSKBN29C1VZ