Kalp Hastalarına Oruç ve Beslenme Önerileri

Aslında kalp hastalığı ifadesi çok geniş kapsamlı bir durumdur. Koroner kalp hastalıkları, kalp krizleri, kapak hastalıkları, doğumsal rahatsızlıklar, kalp çarpıntıları, kalp yetersizlikleri hepsi kalp hastalıkları olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla her hastanın hastalığı kendisinedir.
Bazı kalp hastalıklarında oruç tutmak doğru değildir. Çünkü vücudumuzun su dengesi ve metabolizması bozulmakta, pıhtılaşmaya meyil olmakta, düzenli beslenme alışkanlığımız kaybolabilmektedir. Bu nedenle, örneğin kalp krizi geçirmiş, ciddi kalp yetersizliği olan, tansiyonu kontrol altında olmayan hastalara oruç tutmalarını önermiyoruz.
Bunun yanısıra bazı hastaların kalp rahatsızlıkları ciddi boyutta olmayabilir, bu tür hastalara  'oruç tutman uygun değildir' demek de doğru bir yaklaşım tarzı değildir.
Şunu da unutmamak gerekir. Bizim hekim olarak görevimiz, hastalarımıza en doğru bilgiyi sunmak, karşılaşabileceği riskleri anlatmaktır. Bunları hastamıza ifade ettikten sonra tabi ki oruç tutup tutmama kararını verecek olan kişinin kendisidir. Ancak bizim genel olarak tavsiyemiz ciddi kalp hastalığı olan hastalarımızın oruç tutmamaları yönündedir.
Ramazan ayında bazen iftarda fazla yemek yiyoruz ve genellikle de karbonhidratlara, tatlılara, kırmızı ete yöneliyoruz. Halbuki bunun böyle olmaması gerekir. Nasıl ki ramazan dışında sağlıklı beslenme dediğimiz zaman dengeli beslenmeyi anlıyor, sebze, kırmızı et, beyaz et, balık, hamur işleri ve meyve arasında bir denge kuruyor ve kolluyorsak bunu aynen ramazan ayında da devam ettirmeliyiz. Ramazan ayında yediklerimiz hiç bir zaman ramazandan önce yediklerimizden fazla olmamalıdır.
Ayrıca, şunu biliyoruz ki akşam belli bir saatten sonra yenilen yiyeceklerin yakılması daha zor olmaktadır. Halbuki gündüz beslendiğimiz zaman günlük aktivitelerimiz, koşuşturmalarımız sırasında daha fazla kalori harcıyoruz. Bu bakımdan iftarda ve sahurda yemeklere fazla yüklenmemek, daha az kalorili yiyecekler tüketmemiz gereklidir.